Herkese Merhaba.Etkinliğimizin son gününde yazarımızla yaptığım samimi bir röportajla karşınızdayım.
Klasik bir giriş olacak ama ilk
olarak bize biraz kendinden bahseder misin? Aslı kimdir? Neler yapar, neleri
sever?
Ben kimim? Sanırım herkesin bu soruda durup bir düşündüğü
doğrudur :) Ben İstanbul Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi bölümünden mezun
oldum. 6 senedir de kurumsal bir şirkette Personel Assistant olarak
çalışıyorum. En sevdiğim başlıca şeyler sessizlik, kitap okumak ve yazmak. Çok
gezip tozan biri değilim; hiçbir zaman da bunun arayışı içinde olmadım. Sanırım
ev'cil olmak = ben :) Az ve öz dostlarımla samimi sohbetler yapmak ve onlarla
kahkaha atmak beni mutlu eden şeylerin arasındadır.
Yazmaya ne zaman başladın? Seni buna
teşvik eden özel bir şey olup olmadığını merak ediyorum?
Ortalama dört senedir yazıyorum. Bir amaç için çıkmamıştım bu yola
aslında. Sanırım kitap okumayı delice sevdiğim için o dünyaya adım atmak
istedim ve kendim için yazmaya başladım. İlk hikâyem 60 sayfalık kısa ve
kurgudan yoksun bir şeydi :) Aşk Geliyorum Demez ile daha belirgin bir adım
attım. Sonrasında Ateş ve Buz geldi, ki bununla birlikte ne istediğime de karar
vermiş oldum. Bunları yazarken internet ortamında yayınlamadım. Wattpad'e
katıldığımda her ikisi de bitmişti. Ardından devam edenleri biliyorsun zaten :)
Küçük mutluluklar birikmeye ve yükselmeye başladığında yazmak için var olan
sebeplerime yenileri eklendi. Artık sadece kendim için değil, okuyucularım için
de yazıyorum.
Ateş ve Buz bir wattpad hikayesi. Son
zamanlarda çıkan bir çok kitabı göze alırsak sence Ateş ve Buz’u onlardan
ayıran en büyük sebep ne?
Aslında bir Wattpad hikâyesi değil. Bir önceki soruda da cevapladığım
üzere ben Wattpad'e üye olduğumda Ateş ve Buz'u bitireli ortalama 5 ay olmuştu.
Ama Wattpad'i bu doğrultuda başlangıç noktası olarak düşünebiliriz.
Her hikâye kendi içinde bir bütündür. Dünyada var olan yazım konuları bellidir.
Ateş ve Buz yetişkinler için erotik romans olmasının yanında, romantik komediyi
de içeren bir tür. Biliyorsun ki son yıllarda benzer konuda çok fazla yerli ve
çeviri kitap var. Ateş ve Buz'u benzer konulu hikâyelerden ve kitaplardan
ayıran şey en başta yazarın dilidir. Her kitabın böyledir aslında. Ve bu kitabı
ben kendim için bir geçiş dönemi kitabı olarak görüyorum.
Kitap da bir çok karakter okuyoruz.
Birden fazla karaktere hayat vermek daha zor olmuyor mu?
Açıkçası Ateş ve Buz'dan sonra bir daha, birden fazla ana çifti
yazmayacağım konusunda kendime ciddi bir nutuk çektim :) Ben bile hâlâ dönüp
baktığımda üç ana çifti nasıl yazabildiğime şaşırıyorum. Ve evet, kesinlikle
çok zor! Her karakter ana hatları kendi içinde benzerlik gösterse de onları
birbirlerinden ayıran temel noktalar var ve her birini yazarken o karakterin
kimliğine bürünmek ciddi anlamda yorucu. O yüzden, Kan Kırmızı ile birlikte bir
ana çift ve bir yan çift yazmaya özen gösteriyorum.
Karakterlerini yazarken veya seçerken
olmazsa olmaz dediğin şeyler var mı? En çok nelere özen gösterirsin?
Elbette var. Bir kere benim için erkek karakter mutlaka güçlü olmalı.
Bu sadece sahip olduğu maddiyatla ilgili değil; daha çok karakter kısmına vurgu
yapıyorum. Her daim sırıtan tipleri sevmem. O yüzden sert bakışlı, ama sevdiği
kadına bakarken güven veren sakin karakterleri seviyorum. Kadın karakterde ise
kendinden ödün vermeyen tip tanımı mutlaka olmalı. Ben normalde koyu renk saçlı
ve koyu renk gözlü karakterler yazarım; ama Eylül Çıkmazı'nda ana çiftimiz
sarışın ve açık renk gözlere sahipler mesela.
Kadın karakterin hem kendi kişiliğine hem de bedenine hükmettiği karakterleri
yazmayı seviyorum. Ne istediğini bilen, yaptığı şeyin sonuçlarını göze alabilen
ve bununla yüzleşebilen... Bununla birlikte zaman zaman bazı konularda zayıflık
gösteren yanları da var tabii, ki zaten bu hepimizin doğasında var.
Yazarken kafanda önceden hazırladığın
bir kurguya göre mi hareket edersin yoksa hikaye gidişata göre yazım aşamasında
mı şekil alıyor?
Çok güzel bir soru sordun :) Bir kitapta tahammül edemediğim ve asla
kabul etmeyeceğim şey, yazılan şeyin bir kurguya sahip olmaması ve yazan
kişinin kafasına göre 'atarsam belki gol olur' mantığıyla yazması. Bana göre
okuyucuya bundan daha ağır bir hakaret olamaz.
Yazdığım ve yazacağım her şeyin kurgusu önceden bellidir. Zamanla bazı şeyler
şekillenirken bazı şeyler çıkartılır veya yeni şeyler eklenir. Aşk Geliyorum
Demez amatör bir çalışmaydı benim için. Çok eksiği olmakla birlikte zaman
ayırıp da düzenleme şansım olmadı ve Wattpad'de o haliyle duruyor. Ateş ve Buz,
Kan Kırmızı, Serseri Bela, Tutku ve Tehlike Serisi'ndeki 3 kitap... Hepsinin
kurgusu en başından belliydi. Başında, olayların gelişmesinde ve sonunda neler
olacak, hepsi bir yerde bekliyordu. Eylül Çıkmazı'nı 30 bölüm olarak
düşünüyordum, ama şu anki düşüncemle 35-36 civarı olacak. Bununla birlikte
serinin ikinci ve üçüncü kitaplarının kurguları ve karakterlerin hayatları, her
şey belli :) Son haftalarda sürekli diyaloglar ve sahneler canlanıyor gözümde
:) O yüzden Eylül Çıkmazı'nı bitirip ikinci kitabı yazmak için çıldırdığım da
bir gerçek :)
İlk hikayeni yazıp bitirdiğinde neler
hissettin?
'Ben kitap yazdım.' dedim :))) Denemek amaçlı başlamış ve önce
internetten araştırma yapmıştım. Amatörlüğün etkisiyle işin sonunda sırıtıyor
insan :) Bu da sonrakiler için esaslı bir adım oldu benim için.
Ateş ve Buz kitap olduğunda eline ilk
kitap olarak aldığında neler hissettin?
Klasik bir kocaman sırıtma belirdi yüzümde :) Masamın üzerinden eğilip
kitabı arkadaşıma doğru salladım :) Tabii o sırada kendisi ciddi bir iş
konuşması yaparken yüzü aydınlatıp kocaman sırıtmayı ihmal etmemişti :)) Elimde
tuttuğum şey benim emek vererek yazdığım, karakterlere can verdiğim bir üründü
ve uzun süre dokunup durdum. Sayfalarını karıştırdım, iç çektim. Sonra oturup artık
sayısını hatırlamadığım bir kez daha en baştan okudum :)
Yazamayı sevdiğini biliyoruz. Peki ya
okumak, hayatında ne kadar yer verebiliyorsun ve ne tarz kitaplar okumayı
seversin?
Okumak da yazmak kadar büyük bir tutku benim için. Kitap yazmaya ara
verdiğimde elime mutlaka kitap alırım. Sanırım bu yüzden sosyal aktivitelere
zaman bulamıyorum :) Benim için yazmak da okumak da fazlasıyla ciddi bir iş
olduğu için diğer her şey silik kalıyor.
En sevdiğim başlıca iki tür, yetişkinler için romans olanlarla birlikte
historical romans. Fantastik de seviyorum, ama gerçekten iyi oldukları sürece.
Ateş ve Buz yetişkinlere yönelik bir kitap. Bu tarz bir
kitap yazmak aklına nereden geldi. Çok tepki alıp almadığını merak ediyorum? Bu
konuda çekincelerin oldumu?
Ateş ve Buz'u kendim için yazmıştım. Herhangi bir yerde yayınlamak ve
kitaplaştırmak gibi bir düşüncem yoktu. Ben saf aşk veya saf cinsellik kokan
anlatımları sevmiyorum. Aşk cinsellikle bir bütün bana göre. Birinin olduğu
yerde diğerinin olmamasını kabul etmem mümkün değil. İkisi de birbirlerinden
besleniyorlar ve bence o zaman sonsuz ve mükemmel bir iksir çıkıyor ortaya.
Wattpad'e yüklemeden önce ne kadar çok düşündüğümü tahmin bile edemezsin :)
Elbette tepki alabileceğimi biliyordum; bunu göze alarak girdim bu olaya.
Herkes her yazılanı sevmek zorunda değil. Benim yazdığımı da kimisi sever,
kimisi sevmez. Kimisi bayılır, kimisi aşırı bulur. Ama genel olarak baktığımda
gelen eleştirilerin içinde, cinselliği irite etmeden yazdığımı söyleyen
azımsanmayacak bir grup var. Bir noktadan sonra hem gelen tepkilere alıştım,
hem de aslında beklediğim ve korktuğum kadar olmadığını görerek rahatladım.
Kendi adıma söylemek istiyorum ki wattpadde kitap olarak
okumak istediğim bir çok hikayen var.Bunlarla ilgili bize biraz ipucu
verirmisin?
Bunu öğrendiğim iyi oldu :)
Şu anda aktif olan üç hikâyem var. Aşk Geliyorum Demez kısa ve amatör bir
hikâye. Yine üç ana çiftin (burada da üç çift yazmışım:/) romantik komedi şeklinde
anlatılan ilişkileri var. Serseri Bela bir yaz macerası diyelim. Cinsel
gerilimin yüksek olduğu bir romantik komedi. Tutku ve Tehlike Serisi'nin ilk
kitabı olan Eylül Çıkmazı ise diğer yazdıklarımdan ayrılıyor. İlk kez bir
hikâyemin çiftini bir araya getirmemek için çaba sarf ettim sanırım :)
Okuyucular uzunca bir süre isyan ettiler :) Bu seride tehlikeli bir dünya,
silahlar, aksiyon ve tabii ki imkânsız gibi görünen aşklar var.
Kan Kırmızı'da tanıtım amaçlı ilk birkaç bölümü bırakarak kalan bölümleri kaldırdım.
Onunla ilgili bazı düzenlemeler, çıkartılacak yerler var. Ateş ve Buz'dan sonra
teknik olarak sıra onda. Ancak Ateş ve Buz yeni çıktığı için Kan Kırmızı'nın
kitap olması işi uzun bir sürece yayılıyor. Onun için acele etmeyeceğim.
Son olarak seni takip eden okuyucularına hayranlarına
neler söylemek istersin?
Hayran demeyelim; okuyucu bana daha tatlı ve güven verici geliyor :)
Umarım yazdıklarım hepsini mutlu ediyordur. Gerçi bunu bilmek ve görmekle
beraber yine de eksiklerim var mıdır diye de düşünmüyor değilim. İnsanız
sonuçta; yazarken hata yapabiliriz. Şimdiye kadar herkesle samimi olduğum kadar
yapıcı bir iletişim içinde olduğuma inanıyorum. İyi ki hepsi var, iyi ki
yanımda olduklarını bu denli güzel hissettiriyorlar :) Eğer herhangi bir
kusurum olmuşsa da affola :)
Son olarak; böyle güzel bir fırsat ve sohbet için sana çok teşekkür ediyorum :)
Aslı Karabulut'a bir kez daha bu samimi cevapları için teşekkür ediyorum.Kendisiyle İmiz fuarın da tanıştım ve şunu söylemeliyim harika bir insan.Samimiyeti ve içtenliğiyle daha ilk anda karşılaşıyorsunuz. Başarılarının devamını diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder