Subscribe

YORUM: TAKVİM KIZI - OCAK | AUDREY CRLAN

12/30/2016, BY Unknown - 1 yorum:
Takvim Kızı serisi hakkında çok güzel şeyler duymuştum ve çıkmadan da merak etmeye başlamıştım. Aslında her kitabı kendi ayında okuyacağım diye kendi kendime söz vermiştim ama gelin görün ki tabii bu kararıma uyamadım. Yine Irmak’la ne okusak acaba diye düşünürken bir çılgınlık yapıp Ocak ayına başladık.
Kitap harika başladı, harika devam etti ve harika bitti. Ama ben neden bu kadar atarlıyım? Sebebi tabii ki ikinci kitap. Evet onu da bitirdim. Ama onun yorumu sonra.
Son sevgilisi bir tefeci olan Mia, babasını bu tefecinin elinden kurtarmak için acilen para bulmak zorunda. Evet babası kızın tefeci sevgilisinden para almış ve şuan hastanelik manyak herif…
Verilen sürede Mia parayı bulmazsa eğer babasını öldürecekler. Bir eskort şirketi olan teyzesi tarafından işe alınan Mia her ayın yirmi dört günü bir adama eşlik etmek zorunda. Hikâye böyle başlıyor. İlk müşteri gönlümün sahibi West. İkinci kitaptan ve kalan on kitaptan nefret etme sebebim olarak onu görebiliriz.

Bir insan bu kadar mı tatlı olur diye sordum Irmak’a ama sormaz olaydım çünkü oda benimle aynı fikirde. Yirmi dört gün boyunca Mia West’e eşlik ederek onu etrafta dolanan akbabalardan koruyacak. İlk andan itibaren birbirlerine karşı koyamayacakları belliydi zaten. Çok eğlenceli ve sıra dışı bir seriye başladım ve çok severek okudum. Aşırı eğlendim ve beni şu okumama durumundan hızla çıkarması da cabası. Yetişkin içerikli sahneler var ama her kitapta olduğu kadar aşırı değil bana göre.
İlk kitap hep favorim olacak ve ben hep West’i seveceğim biliyorum. Ve Mia’dan dehşet şekilde nefret ediyorum. Hatta tag bile yaptım düşünün halimi. #nefretimsinMia
Her ay çıkacak olmasına bir yandan seviniyorum cidden güzel bir kurguya sahip. Her ay olmasına rağmen sabırsızım oda ayrı.
Güzel kitaplar. Son derece akıcı, kafa dağıtmalık ve eğlenceli... Ayrıca kapaklar inanılmaz güzel. Hatta bence yurt dışı kapakları bizimkileri örnek almalılar çünkü onların ki cidden çok çirkin.

Hala atarlıyım çok pis hem de, ama seriyi sevecekseniz bence. İyi akşamlar.

YORUM: VEZİR | AIMEE CARTER

12/30/2016, BY Unknown - Hiç yorum yok:
Beni dehşet içinde bırakan bir kitap daha bitirdim. Piyon’u okurken Vezir’den çok umudum yoktu. Piyon son derece güzel olmasına rağmen genelde geçiş kitapları çok durgun olur diye düşünmüştüm ama Vezir her bakımdan Piyon’u ikiye katladı diyebilirim. Başı, ortası ve sonu. Bir an bile heyecanını kaybetmeyen kurgusuyla muhteşemdi. İlk kitapta olduğu gibi bu kitapta da benim favorim tabii ki Knox oldu. Adam her zaman ki gibi beni yanıltmadı ve hem çok şaşırttı hem de heyecandan delirmeme sebep oldu. 
Her sayfa da verdiğim tepkileri görseydiniz eşim bana tamamen manyakmışım gibi bakmaya başladı resmen. Adamın ödünü kopartığım doğrudur. 😂Kitabı okurken Irmak’a (@okuyanbirirmak) yaptığım tüm tahminlerimde haklı çıktım. Kız bana spoi olmasın diye ağzını da açamadı ama ağır dedikodu yaptık. Son zamanlarda her kitabı beraber okuyoruz ve gecenin köründen sabaha kadar dedikodusunu döndürüyoruz. Serinin son kitabı Allah’tan ki Ocak’ta çıkıyor. Yoksa ben kesinlikle kafayı yerdim. Her sayfa da “oha, bu ne şimdi ya, yok olamaz, hadi be ve biliyordum” tepkileriyle çığırdığım gerçeği var. Kitty her ne kadar beni sinir etse de artık kendine gelir diye düşünüyorum. 
Deli gibi Knox ve Kitty arasında bir şey olsun artım diyorum. Bu yüzden yazarı öldürebilirim artık. Aon kitapta da bir şey olmazsa çıldıracağım.
Benyj'i deli gibi seviyorum ama Irmak ona başka birini buldu ve bende onayladım. Zaten olmayacağının sinyallerini aldık bence artık. Yazar inşallah son kitapta bizi üzmez. Çıldırırım.
Heyecanı bir dakika bile düşmeyen bir seri ve beni kendime getirdi.
Kesinlikle alın ve okuyun. Ciddi anlamda türünün en iyilerinden. Hala okumadıysanız beklemeyin, başlayın. Kesinlikle bayılacaksınız.

YORUM: KAĞIT EV | CARLOS MARIA DOMINGUEZ

12/27/2016, BY Unknown - Hiç yorum yok:

Bir kaç saatte soluksuz okuduğum bir kitap oldu. Irmak'ta (@okuyanbirirmak) görmüş ve aşırı merak edip hemen gidip almıştım. Keşke bu kadar bekletmeseydim diyorum. Doksan sayfalık bir hikaye. Çok sevmeme rağmen keşke daha uzun olsaydı dedim. Kapılıp gidiyorsunuz ve fazlasını isteriyor size.
Kitap sevgisinin ne boyutlara ulaşabileceğinin ürkütücü bir örneğini okuyoruz. Çok enteresan, garip ve sizi acayip içine çeken bir hikaye. Okurken bir kitap sever olarak kendinizi sorgulayacaksınız bence. Bazen tüylerim diken diken oldu. Kesinlikle bir şans verin bu keşfedilmemiş güzelliğe. Altı çizilecek cümlelerle dolu bir kitap. Bir kaç güzel alıntı bırakıyorum size.
Huzurlu geceler. 💞
➽"Çoğunlukla bir kitaptan kurtulmak ona sahip olmaktan daha zordur. Kitaplar, sanki asla geri dönemeyeceğiniz bir anın tanıkları gibi, bir ihtiyaç ve unutkanlık anlaşmasıyla tutunurlar insana."
➽"Kimse bir kitap kaybetmek istemez. Bir daha okumayacak olsak da başlığında eski, belki de kaybolmuş bir duyguyu taşıyan bir kitabı kaybetmektense bir yüzük, saat veya şemsiye kaybetmeyi yeğleriz."
➽"Ben kitapları işaretlemiyor, üzerilerine yazı yazmıyorum. Notlarımı ayrı bir yere alıyor ve çalışırken sayfa numaralarını yazıyorum. Daha sonra onları çıkarıyor ve çöp tenekelerine fırlatıp atıyorum."
➽"İnşa edilen bir kütüphane, yaratılan bir hayat demektir; yığılmış kitaplar toplamı değildir asla."

YORUM: PİYON | AIMEE CARTER

12/18/2016, BY Unknown - Hiç yorum yok:
Ne okusam diye kara kara düşünürken kuzum @okuyanbirirmak benim ona yaptığım baskıları göz önünde bulundurarak zorla Piyon'a başlatmıştı. Ve ben de onu dinleyip sabah başlayıp elimden bırakmadan gece bitirdim.
İnanılmaz güzel ve her bir sayfasından son derece keyif aldığım bir kitap oldu.
Çok fazla distopya kitabım yok ama olanlar arasında Piyon açık ara farkla öne geçti. Okurken Irmak'ı bol bol taciz ettim ve sinirden kudurmalarıma eşlik etmesini de sağladım tabii.
Kitap başlardaki heyecanını hem ortasında hem de sonunda devam ettirdi. Bir saniye bile o aksiyon düşmedi. Her distopyada aşağı yukarı olduğu gibi bir kast sistemi var Piyon'da da. 17 yaşına girdikleri anda bir sınav sonucunda I'den VII'ye kadar sıralanan topluluklara ayrılıyorlar. Olaylar da ana karakter Kitty'nin bir III olması sonucu sevdiği erkek uğruna aldığı kararlarla başlıyor. Ülkeyi yöneten Hart ailesiyle beklenmedik bir şekilde yolları kesiştiğinde hiç bir şey eskisi gibi değildir artık.
Beklenmedik bir şekilde çok severek okudum. İnanılmaz derece de keyif aldım. Bazı karakterlerden inanılmaz nefret ettim. 
Kitty'i daha kendinden emin istememin dışında onuda sevdim. Ama en çok Knox'u sevmiş olabilirim. Ama yine de onunla ilgili garip bir tereddüt içerisindeyim, çözemedim.
Ve Benjy karakterini aşırı tatlı bulup çok sevsem de gönlüm Knox diyor. Yine de Benjy'i bir şekilde mutlu görme isteğim çok yüksek.
Soluksuz ve bayılarak okudum. Kendime yaptığım sırayı bozup elimde ki kısa kitaptan sonra Vezir'e başlayacağın hemen. 
Bu türden hoşlanmıyorsanız bile bence Piyon kesinlikle ilginizi çekecek bir kitap. Yazarın Tanrıça Serisini de severek okumuştum ama bu seri açık ara önde bence.
İçimden bir ses Vezir temposu daha yüksek bir kitap olacak diyor. Acayip merak ediyorum.
Tavsiyemdir, başlayın.

YORUM: VEGAS'TA OLAN VEGAS'TA KALIR | ELLE CASEY

12/16/2016, BY Unknown - Hiç yorum yok:
Başlarda aşırı derece sıkıldığım ama sonra yavaş yavaş ısınmaya başladığım bir kitap oldu.
Ben kitabın konusundan bahsetmeyi pek sevmem ki zaten arka kapak konuyu güzel özetlemiş.
Andie karakterini sevemedim. Dengesiz kadınlara bir yere kadar tahammül ediyorum. Dizginleri eline almasını beklediğim noktalarda pasif kalmasından hoşlanmadım.
Mack karakterini de sıradan olmasından dolayı sevdim. Özellikle aile yaşantısını, bağlılıklarını okumak en beğendiğin kısımlar oldu.
Andie'nin geçmişte yaşadıkları üzücüydü ama sanki sırf kötü bir geçmişi olsun diye yazılmıştı. İki paragrafla bitmiş, saçma geldi bana.
İkiliyi birlikte okumayı sevsem de kitap biraz kopuk geldi ne yazık ki. Yani klişe kitapları okumakta hiç bir sorun yaşamasam da ve çoğu zaman severim ama bu biraz zorlamaydı. 
Karakterleri sevsem de 2 yıl zaman atlanması -ki çok gereksiz fazlaydı- ve Andie'nin saçma salak ilişkisi sinirimi bozdu.
Eğlendiğim noktalar olmadı mı? Tabii ki vardı.
Bence kitap daha kısa tadımlık bir hikaye olsaydı daha çok severdim. Bu kadar uzun olmasına gerek yoktu.
Vegas'ta geçirilen vakit daha fazla olsaydı benim ilgimi daha çok çekerdi sanırım. Ama eğlenceli bir şey okumak içim fena sayılmacak bir kitap.
Kafa dağıtmalık bir kitaptı benim için. 
Diğer kardeşin hikayesi bence daha ilgi çekici duruyor bana göre. Yetişkin içerikli sahneler var bilerek alın.

YORUM: HAYATIN KIYISINDA | JENNIFER NIVEN

12/14/2016, BY Unknown - Hiç yorum yok:

Hayatın Kıyısında ✘ Jennifer Niven
Bir kitabı başından sonuna kadar çok sevip sonundan nefret ettiniz mi? Ben ettim. Finch karakterini o kadar sevdim, o kadar benimsedim ki bu kitabın sonunu bir türlü kabullenemiyorum ne yazık ki. Kitabın kapağında "Yaşamayı, ölmek isteyen bir çocuktan öğrenen bir kızın hikayesi." Yazıyor ama benim için tamamıyla Finch'in hikayesiydi. Violet ile ikisini bir arada okurken çok sevsem de Finch bambaşkaydı.

Hem susmak istiyorum sonundan dolayı sinir krizleri içerisindeyim ama bir yandan da karakterlerin eşsiz güzelliğini de anlatmak istiyorum. Hem Finch hem Violet o kadar güzel o kadar başka insanlardı ki. Ben daha önce Finch kadar detaylı düşünen ve bu düşünceleri uygulayan, yaşamayı bu derece sevdirmeye çalışan bir karakter okumadım. Son sayfalara gelene kadar her bir satırını sevdim. Karakterlere bayıldım. Ama gelin görün ki o son sayfalar...
ϟ❝Dünyada her şeyin önceden belirlenmiş bir sonu var, değil mi? Mesela yüz vatlık bir ampul yedi yüz elli saat dayanacak şekilde tasarlanmış. Güneş yaklaşık beş milyar yıl içinde sönecek. Hepimizin belli bir raf ömrü var. Kediler on beş yaşına kadar yaşayabiliyorlar, bazen daha uzun yaşadıkları da oluyor. Çoğu köpek için bu sınır on iki yaş. Ortalama bir Amerikalı, doğumdan ölüme kadar yirmi sekiz bin gün geçiriyor. Demek istediğim; hepimizin ömrüne yılına, gününe, saatine, dakikasına kadar belli bir süre biçilmiş.❞

Kalbim çok kırık. Ciddi anlamda kitap kalbimi kırdı. Böyle garip bir acı yaşadım. Bitirmek istemedim. Ne olacağını anladığım da kitabı orada bırakmak istedim. Bazen sinirlendim, özellikle Finch'in ailesini öldürmek istiyorum. O anne ve babayı okurken kudurdum resmen. Ben çok fazla etkileniyorum ve uzun süre bu son aklımdan çıkmayacak ve aklıma geldikçe de kabullenmeyeceğim. Çok etkilendiğim bir kitap oldu.
Bir yanım okuduğuma memnun ama diğer yanım da cidden çok mutsuz. Finch içimi parçaladın be çocuk. Daha ne diyim bilmiyorum. Karmakarışığım.
Kuzum Okuyan Bir Irmak  bitirdiği anda üstüne baya konuştuk. İkimiz de isyanlardayız. Kendimize gelemedik.
Facebook: Tuğba Atıcı Coşar
İnstagram: @okuryazarannecik - @tubaaticicosarr
Twitter & SnapChat: @tubacsr

ALIŞVERİŞ: YENİ KİTAPLAR

12/13/2016, BY Unknown - Hiç yorum yok:
Herkese selamlar, nasılsınız?
Ben çok iyim çünkü harika kitaplar aldım. İlk olarak Nemesis'lerden bahsedeyim.
Yazarın çoğu kitabına sahip olmama rağmen çok azını okudum ama yine de yazarın kitaplarını topluyorum.
Diğer kitaplar ise Karen Marie Moning kitapları. Yazarı hiç okumadım ama arkadaşım hakkında baya güzel yorumlar duymuş. Ben de şans eseri aldım ama meğer ilk kitapların baskısı tükenmiş. Kimse bulamıyormuş. Son iki kitabını da en kısa sürede almayı düşünüyorum.
Ve Kenyon kitapları daha önce bir kaçını e-kitap olarak okumuştum. Aşk Kölesi cidden harikaydı ve bende uyguna bulunca dayanamadım aldım. 
Kitap aldıkça mutlu olan insanlardanım tabii ki herkes gibi.
Bol kitaplı bir gün diliyorum.

YORUM: HERKESLEŞME | TUNÇ İLKMAN

12/07/2016, BY Unknown - Hiç yorum yok:
Bir günde bitirdiğim ve beni beklentilerimin çok üstünde etkileyen bir kitap okudum.
Öncelikle kitabın kapağına ba-yıl-dım. Çok güzel olmuş. Herkesleşme benim Tunç İlkman ile tanışma kitabım oldu. İlk defa okudum. Daha önce el yazısı kitaplarını inceleme şansım olmamıştı. Ama bir yanım Herkesleşme ile tanışmış olmaktan çok mutlu.
Kısacık bir kitabın bana tüm duyguları yaşatacağını hiç düşünmedim.
Kızdım, üzüldüm, sinirlendim ama en çok da şok oldum. Kesinlikle şaşırtan beklemediğim bir sona sahipti. Üç dakika falan kaldım ve sonunda "hadi be!" diye çığırdığım gerçeği var.
O kadar güzel cümleler vardı ki her birini işaretledim. Not almadan geçemiyorsunuz.
Ama kitabın içinde bir mektup var ki anlatacak kelime bulamıyorum. Tüm kitaba bayılsam da, sonu beni dehşete düşürse de ah o mektup, aklımdan çıkmıyor. 
Hatta daha bitirmeden Ezgi'ye "ölüyorum" diye mesaj attım. @aylakmatmazel 
Kısa olsaydı sizlerle paylaşmak isterdim ama on sayfa falan bu mektuba ayrılmış ve inanılmaz etkileyiciydi.

Kesinlikle kitaba bir şans verin diyorum. Kısacık ama sizi son derece doyuran, bir çok duyguyu barındıran oldukça açık ve anlaşılır yazılmış bir kitaptı. Ben beklediğimden çok çok daha fazla severek okudum. Arada sırada alıntılarını paylaşmak istediğim bir kitap.
Herkesleşme'yi çok sevdim. Hele ki o son, hala "yok artık" dediğim doğrudur. 💛
Facebook: Tuğba Atıcı Coşar
İnstagram: @okuryazarannecik - @tubaaticicosarr
Twitter & SnapChat: @tubacsr



YORUM: SEVDİĞİM TÜM ERKEKLERE | JENNY HAN

12/02/2016, BY Unknown - 1 yorum:
Selamlar, nasılsınız?
Valla ben son zamanların en çabuk okunan kitabını bitirdim ve çok iyiyim. Sevdiğim Tüm Erkeklere akşam başlandı ve gece üçe geliyordu bitirdim. Kitap başlarda karakterlerin yaşlarının küçük olması sebebiyle beni tedirgin etmişti ama yaklaşık 15-20 sayfadan sonra kitap beni inanılmaz derece de sardı.
Lara Jean ve ailesini çok sevdim. Hem aile yapılarını hem de karakterlerini inanılmaz sıcak buldum. Lara Jean hayatında beş erkeğe bir şeyler hissetmiş ve bu hissettiklerini arkasında bırakmak içinde onlara onlardan habersiz mektuplar yazmış. Bir gün bir anda mektuplar sahiplerine postalanıyor ve curcunada işte o zaman başlıyor.
Kitap hem anlatım hemde konu olarak çok ilgi çekici ve inanılmaz eğlenceli.
Başladığını ve bittiğini anlamadığınız kitaplardan oldu benim için. Hem gülerek hemde acaba ne olacak diye beklentiyle okudum.
Kitap çıktığında orjinal dilinde okuyan herkesin beğendiğini görmüştüm ve başlarken beklentimde yüksek başladım ama ona rağmen bana kendini sevdirdi.
Hemen devamı gelsin istiyorum, umarım çok beklemeyiz. Bence kitabı listenize ekleyin. Seveceğinizi düşünüyorum.
Unutmadan kapağın tatlılığına bayıldım...
Bol kitaplı günler.

Ya şimdiye dek âşık olduğunuz her erkek onlar hakkında ne düşündüğünüzü öğrenseydi?.. Hem de hepsi aynı anda!
Lara Jean aşk mektuplarını annesinin verdiği bir şapka kutusunda saklıyordu. Bunlar başkasından aldığı mektuplar değil, kendi yazdıklarıydı. Sevdiği her çocuk için bir; toplam beş tane. Yazarak kalbi ile ruhundakileri dışarı dökebiliyor ve gerçek hayatta asla söyleyemeyeceği duyguları mektuba aktarabiliyordu çünkü onları sadece kendisi görecekti. Tabii bu gizli mektuplar postalanınca durum değişti ve böylece Lara Jean'in hayali aşk hayatı birdenbire kontrolden çıktı...
"Lara Jean'in şaşkın, sakar, erkekler konusunda deneyimsiz kişiliği bu dokunaklı hikâyeye özgünlük ve cazibe katıyor." -Publishers Weekly-
"Bu sevimli, neşeli aşk hikâyesi sayesinde okurlar kitabı bitirdikten çok sonra bile Song kardeşleri ve hayatlarındaki erkekleri hatırlayacak." -School Library Journal- 
"Ergenlik döneminin ve gençlik aşkının zorlu keşiflerini anlatıyor." -Kirkus-
"Yazarken kendimi hiç tutmuyorum. O kişi asla okumayacakmış gibi yazıyorum çünkü asla okumayacak. Tüm gizli düşüncelerimi, tüm gözlemlerimi, içimde biriktirdiğim her şeyi mektuba döküyorum. Bitirdiğimde zarfı kapayıp adresi yazıyorum ve şapka kutuma koyuyorum. Düşünürsek tam manasıyla aşk mektubu sayılmazlar. Artık daha fazla âşık olmak istemediğim zaman yazıyorum. Veda etmek için. Çünkü yazdıktan sonra beni tüketen bu aşk tarafından tüketilmem sona eriyor. O da benim gibi muzla mı sever diye düşünmeden mısır gevreğimi yiyebiliyorum; aşk şarkılarına onu anmadan eşlik edebiliyorum. Eğer aşk ele geçirilmeyse, mektuplarım da benim şeytan çıkarma ritüelim sayılabilir. Mektuplarım beni özgür kılıyor. Ya da en azından öyle olmasını umuyorum." 
Facebook: Tuğba Atıcı Coşar
İnstagram: @okuryazarannecik - @tubaaticicosarr
Twitter & SnapChat: @tubacsr

YORUM: SEDAT | IŞIL'CA

11/28/2016, BY Unknown - Hiç yorum yok:
"Ellerimi hissetmiyorum, kollarımı da! Kanım çekiliyor. Bacaklarım tutmuyor. Nefesim yetmiyor. Gözlerim görmüyor. Ölüyorum! Az kaldı geçecek, bitecek diyorum ama ne göğsümün ortasındaki ıstırap son buluyor, ne aklımdaki onsuzluk beni terk ediyor. Nerede huzurum? Nerede mutluluğum? Yaşam sebebim nerede? Niye cehennem ayağıma gelmiş gibi. Ağlamak istiyorum. Sarılmak. Kokusunda kaybolup varlığıyla avunmak istiyorum. Kimim ben? Nerede yıkılmazlığım? Ona karşı o kadar güçsüzün işte. Gözyaşlarım ne ara akmaya başlamış? Ne ara hıçkırıkların yükselip içki şişeleri yetmez olmuş. Bilmiyorum. Çarem bir o kadar uzak. Bir o kadar imkansız."
Herkese selamlar, nasılsınız? 
En çok beklenenler de bugün Sedat yer alıyor. Uzun zamandır hepimiz Sedat diye ölüp bittik. Belki kitap bile olmayacaktı ama biz o kadar istedik ki yazarı yazdı diye düşünüyorum.
Sedat'ı okumak inanılmaz keyifliydi. En çok da onun kalbimdeki Duygu'yu okumayı sevdim. Bir yandan hep bunu okumak istedim itiraf ediyorum. Sedat nasıl Sado oldu? Yazar bizi geçmişe götürüp bunları anlatıyor ama gelin görün ki ben hep Sedat'ı Duygu'yla okumak istedim.
Onun içinde o büyüyen aşkı, kendine sığdıramadığı duygularını okumak çok güzeldi.
Duygu'yu okurken de en çok buraları sevmiştim itiraf ediyorum.
"Her şey uçtu gitti aklımdan ve ağzımdan isyan gibi bir initi çıktı. Özlem dolu, bir ağıt gibi istemsizce bir ses..."
Sedat'ı bu kitapla tanıdık mı? Bence evet. Ve beni yanıltmadı. Tam anlamıyla hayal ettiğim bir adam olarak okudum Sedat'ı.
O kırılmaz sertliğinin altında ki merhameti yazar bize diğer kitaplarında hissettirmişti ama burada tam anlamıyla her yönüyle Sedat'ı verdi bize.
İtiraf ediyorum bir o kadarda eğlenceliydi. Duygu yüzünden çıldıran Sado'yu görmek çok güzeldi. Çok güldüğüm sahneleri de oldu.
"Ulan aşığım, ölüyorum, neredeyse narkozla gezeceğim, beş karış suratından yanına yanaşamadım."
Buda delirmiş bir adet Sedat.
Kısacası Sedat tüm duyguları barındıran, yüzümüzü güldüren bir o kadar da kalbimizi acıtan bir kitap oldu. Ben severek okudum. Sedat'ın kocaman yüreğine sığdırmaya çalıştıklarını sevdim. Sabırsız adamın aşık olduğu kadına karşı sabrını sevdim. Bir bakışıyla etrafında ki herkesi korkutan Sado'nun aşkı karşısında ki çaresizliğini sevdim.
En çok da Duygu ve develerinin kopmaz bağını ve sarsılmaz mutluluklarını sevdim.
Bir Türk Masal'ı serisini okuyun. Benim favorim hep Duygu olacak ama hepsi birbirinden güzel kitaplar.
Ben bu fuar Duygu ve Alim'i bir kez daha aldım. Bende eski yayınevi baskısı vardı. Bende de takıntı olduğundan hepsini aynı yapmak zorundaydım. Artık hepsi uyum içinde. :)
Mutlu günleriniz olsun...

Facebook: Tuğba Atıcı Coşar
İnstagram: @okuryazarannecik - @tubaaticicosarr
Twitter & SnapChat: @tubacsr
 

YORUM: BEDEL | LAUREN ROWE | KULÜP SERİSİ-3

11/23/2016, BY Unknown - Hiç yorum yok:
"Aşkımızı delilik diye adlandırdığımda yanılmıştım. Bunun için üzgünüm. Bizim aşkımız delilik değil bebeğim. Bizim aşkımız beni sonunda aklı başında birine dönüştürdü."
Selamlar, nasılsınız? Ben fuardan döndüm aşırı yorgunum üstüne bir feci grip oldum yürüyen ölüden hallice dolanıyorum vallahi ortalıkta.
Bedel'i fuar öncesi bitirdim. Kulüp serisi benim çok sevdiklerimden. Türünde farklı bir seri bana göre. Son zamanlarda yetişkin içerikli kitaplarda sürekli aynı konuları okuyoruz. Kulüp serisi bence açık ara konu ve kurgusu olarak aralarından sıyrılıp gidiyor.
Bir çok arkadaşıma şiddetle tavsiye ettiğim doğrudur. Hiç biri de pişman olmadı belirteyim istedim.,
Seriyi okumayanlar için çok fazla konusundan bahsetmeyeceğim.
Heyecan kaldığı yerden devam ediyor. Aksiyonu hiç eksik olmayan bu serinin en sevdiğim kısmı da bu benim. Sadece aşk ve erotizmden ibaret değil bana göre.
İkiz kardeşleri okumak her zaman ki çok eğlenceliydi. Bu kitapta çocukluk yıllarına dönüşler okuyoruz ve oldukça duygusal sahnelerdi. Ama merak etmiyor değildim. Neler olduğunu öğrendiğimde içim bir garip olsa da Josh ve Jonas'ın geçmişi sizi çok etkileyecek eminim.
Benim çok severek okuduğum ve devamını da heyecanla beklediğim bir seri Kulüp serisi. Bence kesinlikle bir şans verin. Eminim seveceksiniz.
İlk kitabı yorumunda söylemiştim yine söylüyorum. Benim güzel kayıt asistanım. Bu cümle hafızamdan hiç silinmedi silinmeyecek. Seriyi bana anımsatan en özel cümle. Okuyunca anlayacaksınız. Çok beklemeyin başlayın diyorum.
Çevirisi ve redaksiyonu her zaman ki gibi iyiydi. Kanes Yayınlarının bu konuda çok özenli olduğunu düşünüyorum. Zevkle okutuyorlar kitaplarını.
Beni sosyal medya hesaplarımdan takip edip ulaşabilirsiniz.
Mutlu akşamlar.
Facebook: Tuğba Atıcı Coşarİnstagram: @okuryazarannecik - @tugbaaticicosarTwitter & SnapChat: @tubacsr


ALIŞVERİŞ: EN YENİLER | 2

11/15/2016, BY Unknown - Hiç yorum yok:

Kitaplığımın en yeni üyeleriyle mutlu günler diliyorum. Uzun zamandır buralar da aktif değildim yoğunluktan dolayı ama bir kaç gönderi girince nasıl özlediğimi de fark ettim. Yeniden hatırlatma yapıyorum. 19-20 Kasım'da fuardayım. Geliyorsanız beni görmeden sakın gitmeyin.
Gelelim kitaplığımın en yeni üyelerine,
- Hava Uyanıyor | Tasarımı harika bir kitap olmuş. Merakla bekliyordum.
- Bedel | Klüp serisinin 3.kitabı. Saplantı ve Beklenti'yi çok severek okumuştum. Bedel'e de başladım hatta yarıladım bile. 
- Bir Kadının Yaşamından 24 Saat | Kitaplığıma Zweig kitabı eklendikçe mutlu oluyorum. Koridor Yayınlarının bez baskıları cidden çok güzel.
- Sürgün Çocuklar | Konusu oldukça ilgi çekici ve hakkında güzel yorumlar okuduğum bir kitaptı.Onu da çok merak ediyorum.
- Sahte Kraliçe | Ya beğenilmiş ya da beğenilmemiş. Arası yorum pek yok. O yüzden bende biraz tereddütte kalmadım değil. Ama kısa zamanda okuyup yorumlamak istiyorum.
- Sır | Beni şaşırtmasını umduğum bir kitap. Tamamen beklentisiz okuyacağım sanırım.
Son yenilerim de işte bunlar. Bana ulaşmak isterseniz yazabilirsiniz.
Kocaman öpücükler.

Facebook: Tuğba Atıcı Coşar
İnstagram: @okuryazarannecik - @tugbaaticicosar
Twitter & SnapChat: @tubacsr

ALIŞVERİŞ: EN YENİLER

11/14/2016, BY Unknown - Hiç yorum yok:

Herkese selamlar, nasılsınız?
Ben harikayım. Hafta sonu yaklaşıyor ve 19-20 Kasım'da İstanbul fuarına geliyorum. Bunlarda fuar öncesi güzelliklerim.
- Kral Katili | Dehşetle beklediğim serinin devam kitabı.
- Kaleydoskop Kalpler | Aşırı merak ettiğim bir kitap hakkın da çok güzel yorumlar okudum.
- Yazdan Geriye Kalanlar | Sevdiğim bir yazarın kitabı. Bir sürü yazardan derleme hikayeler aşırı merak ediyorum.
- Buzdaki Kız | İsmi bile dondurucu değil mi? Merakla okunmayı bekliyor.
Fuarda beni bulun.

İnstagram: @okuryazarannecik - @tugbaaticicosar

YORUM: AŞKIN KOKUSUNU ALDIM | MERAL KIR

11/12/2016, BY Unknown - Hiç yorum yok:




"Ve öğrendim ki, sevmek için neden aramaya gerek yoktu, kalp istedikten sonra tek bir bakış, tek bir gülüş ve manasız bir kokuya yüklediğin anlamlar bahanen oluyordu. Ve aşk, sen ondan kaçsan da o senden vazgeçmedikçe uzaklaşamıyor, dönüp yine onun kollarına sığınıyordun. Ve ben, nihayet içinde olmak istediğim kalbi de, ait olduğun yeri de bulmuştum."
Güzel bir sonla biten harika bir kitap bitirdim. Her bir hikayesinde gittikçe çok daha iyi olan kitaplarıyla Sancaktarlar serisine bayılıyorum.
Ama Aşkın Kokusunu Aldım kesinlikle çok ama çok iyiydi. Tabii eminim bu son kitapla bir değişecek.
Meral ablanın kalemini çok seviyorum. Aşkı yazıyor kadın hakkını yiyemem ama artık tek başına aşk okumuyoruz onun kitaplarında. İçine sakladığı o gizem ve ince detaylar bir olayı çözme çabaları kitaba çok başka bir heyecan veriyor. Bence çok da güzel oluyor ve bir solukta okunuyor.
Aşkı da gizemi de son dakikaya kadar hissettiren, çoğu zaman güldüren ama her satırda sizi bir şeyleri merak etmeye zorlayan bir kitap okudum. Mehmet Sancaktar gelene kadar serinin en iyi kitabıydı benim için. Çok severek okudum, sizde okuyun. 😊
13 ve 19 Kasım yazarımızın imzası var unutmayın.
Mutlu hafta sonları. 🎈
Bende 19-20 Kasım da Fuardayım görüşürüz. 😍

İnstagram: @okuryazarannecik - @tugbaaticicosar

YORUM: YASAK SEVGİLİ | LAURA KAYE

11/10/2016, BY Unknown - Hiç yorum yok:

Selamlar, nasılsınız?
Ben bu ara baya hızlı kitap okuyorum. Fuar öncesi böyle oluyorum galiba. 😂
Dün akşam Işıltı bittiğinde kısacık sevimli bir kitap okumak istedim. Beni Aşka İnandır'a başlayacakken kitabın serinin 2.si olduğunu fark ettim ve ilk kitapta bende varmış. 😂
Dünyadan haberim yok resmen. 
Bende önce ilk kitabı elime aldım başladım ve bugünde bitti. Tamda istediğim gibi eğlenceli, sımsıcak bir aşk hikayesiydi.
Böyle kitapları çok seviyorum vallahi ben, klişe konuya sahip ama yüz gülümseten kısacık zamanda biten kitaplar bana iyi geliyor.
İkinci kitaptan önce araya başka bir kitap aldım ona başlıyorum. 
Sizde bazen kafa dağıtmalık tatlı kitaplar arıyorsanız Yasak Sevgili tamda böyle bir kitap.
Mutlu günler 🎈 

İnstagram: @okuryazarannecik - @tugbaaticicosar


YORUM: IŞILTI | PAULA WESTON

11/08/2016, BY Unknown - Hiç yorum yok:


Dün başladığım Işıltı bitti. Hemde nasıl bitti. Oha diye bağırasım var çok fena.
Refaim Serisinin ilk kitabı Gölgeler'i çok severek okumuş, ikinci kitap Sis biraz durgun gelmişti. Işıltı'yı aldığımda tam okuyacakken sevgili arkadaşım Nevin bana "sakın okuma Tuğba, delirirsin, bak hele sen kafayı yersin" demişti ve bende onu dinleyip ertelemiştim. Ne zaman serinin son kitabının geldiğini gördüm ve hemen başladım. Tabi ki bitti ve tabi ki bende bittim. Tüm seri boyunca merak ettiğim tek konunun kitabın sonunda gerçekleşmiş olması, kafayı yeme sebebi. Ha birde orada bitti. Son cümle yahu, son cümlede yazar bombayı patlattı, olay oldu ve kitap bitti. 
Ve son kitabın çıkmasına bu kadar az kalmasına rağmen meraktan geberiyorum. 
Çok kötüyüm, içim içimi kemiriyor vallahi, son kitabı okuyana kadar bana huzur yok. Uykularım kaçacak aa dostlar. 

İnstagram: @okuryazarannecik - @tugbaaticicosar


YORUM: İKİ MÜKEMMEL HATA | FATİH MURAT ARSAL

11/07/2016, BY Unknown - Hiç yorum yok:

"Hatalarımız, ders aldığımız sürece bizi biz yapan şeylerdir."
Bir FMA romanının daha sonuna geldim. Benim için İki Mükemmel Hata çok duygusal bir kitaptı. İki Renk Aşk'ı okurken bir sahnesi beni mahvetmişti ve bu kitapta yine orada dağıldım. Daha detaylı anlatılmıştı üstelik ve beni bitirdi.
Aynı zamanda Ayhan sanırım en eğlenceli en rahat erkek karakterdi. İkilinin atışmalarına bayıldım. Eskilerden bir sürü karakteride görüyoruz kitapta o kısımlar ayrı bir güzel olmuş.
Ben yazarın tüm kitaplarını severek okusamda Tahir'in hikayesi her zaman benim için ilk sırada olacak. Ama İki Mükemmel Hata duygusal açıdan benim için ona eş değerdi. 
Okurken bolca gülümseyeceğiniz ama bazen gözyaşı döktüren bir hikaye İki Mükemmel Hata.
Ama kısacık sürede biten akıcı bir kitap olmuş. Her ne kadar beni duygusal olarak bitirsede çok severek okudum. 
Ama yine söylüyorum, her zaman Tahir birincilik tahtını koruyor gönlümde. 🙈😊
Serilerin kapak uyumuna ayrı bi bayılıyorum. Yan yana dizildiğinde harika gözüküyorlar. İkilem serisi de bence çok güzel olmuş. 🎈

İnstagram: @okuryazarannecik - @tugbaaticicosar


KGBT: 31.TUR || YORUM: MEKANİK AŞK | ZELİHA EREN

9/21/2016, BY Unknown - Hiç yorum yok:


Bilişim İstihbarat Servisi'nde macera hız kesmeden devam ediyor! Kemerlerinizi çıkarmadınız, değil mi?
Gördüğü her güzele kur yapabilme yeteneği olan, Bilişim İstihbarat Servisi'nin cesur ve yakışıklı ajanı Alex Cavendish, dünya kadın popülasyonu içinde asla öpmemesi gereken tek kadının dudaklarına dokunurken, geri dönüşü olmayan bir yola girdiğinin farkında değildi.
Julie Thompson, robotlarıyla mutlu mesut yaşayan, onlara nesli tükenmekte olan son panda yavrusu muamelesi yapan bir bilim insanıydı. Fakat evrenin onunla ilgili farklı planları vardı. Hayatı boyunca nefret ettiği adamın çekimine kapılıp bir yanardağa dönüşmüş, bu da yetmezmiş gibi bir anda ajan olup göreve gönderilmişti. Üstelik de onunla…
Alex, aristokrasinin beşiği olan İngiltere'de skandal haberler, renkli alışveriş poşetleri, işkence aletine dönüştürülmüş rujlar ve katil olma potansiyelini ortaya çıkaran futbolcuların arasında akıl sağlığını korumaya çalışırken, bir yandan da kendi de dâhil olmak üzere- dünya çapında birçok ajanın hayatını kurtarmayı amaçlayan görevde başarılı olmak için, geçmişinden gelen şeytanlarıyla savaşmak zorunda kalır.
İki inatçı yüreğin baştan çıkarma oyunlarıyla süslenen doludizgin aşkına kahkahalarla eşlik ederken, tehlikeli maceralarla kalp atışlarınız yükselecek.
Tavsiye: Kesinlikle sakin olmadan okuyun!
Öfke hiç bu kadar ateşli olmamıştı. Tutku hiç bu kadar alev almamıştı. Ve aşk… Belki de hiç bu kadar eğlenmemişti bu iki delinin kalbine düşene dek.
(Tanıtım Bülteninden)


Sayfa Sayısı: 512
Baskı Yılı: 2016

Dili: Türkçe
Yayınevi: Ephesus Yayınları
 Serinin devam kahramanları Alex ve Julia'nın hikayesi kıyaslama gibi olmasın ama ilk kitabın bir tık üzerinde oldu benim için. Çiftimiz son derece eğlenceli karakterler. Zaten ilk kitapta bunun sinyallerini bolca almıştık ve beni şaşırtmadı.
Kuzey Masalı'n da ben Julia karakterini aşırı sevmiştim. Ve ikinci kitabın onun üzerine yazılı olduğunu duyunca çok sevinmiştim.
Alex zaten çok kendine has bir karakter. Azıcık ucundan da fazlasıyla şımarık beyimiz ama onun o hallerini severek okudum.
İkilinin bol atışmaları sahneleri çok eğlenceliydi. Alex'in her şeye bir cevabı var resmen adam susmuyor. Her cevabın altında da kesinlikle bir ima bulunduruyor orası ayrı tabii.
Julia'nın da onan aşağı kalır yanı yok tabii. Onu belki de bu yüzden çok sevmiş olabilirim. Ama konu Alex ise kız ne yapsa onu pek susturamadı.
Bu kitapta Masal ve Kuzey'i de görüyoruz. Hatta tüm karakterler vardı. Aksiyon daha fazlaydı bu kitapta ve bu kısmı hoşuma gitti.
Benim hikayelerini merak ettim bir çiftim var. En çok onları istiyorum. Zack benim adamım. Umarım yazarın sırada ki kitabı onun hikayesidir.
Eğlenceli bir kitap arıyorsanız Mekanik Aşk gülme garantili bir kitap.
Seveceğiniz düşünüyorum.
Mutlu günler.

KGBT: 30.TUR || YORUM: TAM İSABET | ALİCE CLAYTON

6/20/2016, BY Unknown - Hiç yorum yok:

Uzun süre hafızamızdan çıkmayan Bay Duvardelen'i hatırlıyorsunuz değil mi? Nasıl unutabilirdik ki kendisini.
Duvarların Dili Olsa'yı okurken o kadar çok gülüp eğlenmiştim ki anlatamam. Tam bir romantizmle harmanlanmış komediydi.
Tam İsabet ile çiftimizin dolu dizgin aşkı kaldığı yerden devam ediyor.
Aynı eğlence, aynı tutku ve aynı komedi.
Tam anlamıyla çiftimizin mutlu anlarını okuyoruz.
Zorluklarda oluyor tabii ki ama Simon ve Caroline ilişkisinin ne kadar kuvvetli olduğunu ön planda tutmuş yazar bunları yazarlen ve doğru mesajlar vermiş.
Çiftin yakın arkaşları bu kitapta bolca vardı. Onların sahnelerinde de çok eğlendim.
Her çifti bol bol görüyoruz. Bazı sahneler Simon ve Caroline'nın önüne bile geçti diyebilirim. Yazarın diğer çiftlerden bahsetmesi güzel olmuş bence öbür türlü biraz sıkılabilirdik gibi hissettim zaten. Karakterlerin sürekli mesajlaşma sahneleri vardı ki çok ama çok tatlıydı. Erkeklerin mesajlaşmaları favorim tabii 😂
Mr. Duvardelen Simon ve Mrs. Pembe Gecelikli Kız Caroline aşkını kaldığı yerden okumak çok güzeldi. Tabii Clive'ı unutmamak lazım. Kedi değil o başka bir şey, sonunda öyle bir şey yaptı ki 😂
Ben severek okudum, yine çok eğlendim. Simon çok kendine has bir karakter bence, onun geçmişiyle ilgili de bir sürü şey öğreniyoruz bu kitapta. Buruk sahnelerde vardı. Ama o sahneleri çok sevdim. Geçmişte neler yaşadığını öğrenmemiz bence güzel oldu.
Tereddütte kalanlar bence almak için beklemeyin 💜

Caroline'ın, çapkın komşusu Duvardelen Simon'ın kalbini çalmasıyla renklenen hayatı, artık tam anlamıyla bir lunapark! Duvarların Dili Olsa ile ilk kez tanıştığımız Caroline ile Simon ve onların muhteşem arkadaş çevresi, hikâyenin devamı Tam İsabet'te yeni insanlarla daha da kalabalıklaşıp şenlikli bir hal alıyor.
Eee boşuna "Nerede bolluk orada eğlence (!)" dememişler!.. Tam İsabet'te de aşk tanrısı okunu öyle bir nişan alıyor ki romantizmi ve eğlenceyi tam on ikiden vuruyor. Size de sadece, aşk ile meşkin mükemmel bir uyumla bir araya geldiği bu kitabı okumak kalıyor! Aşk kapıyı bir kere değil, defalarca çalar! Duvarları da...
(Tanıtım Bülteninden)

Sayfa Sayısı: 352
Baskı Yılı: 2016
Dili: Türkçe
Yayınevi: DEX

KGBT: 29.TUR || YORUM: KATİLLER ÇETESİ - SARAİ | J. A. REDMERKSI

6/04/2016, BY Unknown - Hiç yorum yok:
“Beş yıldız!” –The Book Enthusiast
“Bu seri inanılmaz.” –SMI BOOK CLUB
The New York Times, USA Today ve The Wall Street Journal’ın çok satan yazarı J.A. Redmerski’den tutkunun ve hayatta kalma mücadelesinin romanı…
Sarai henüz on dört yaşındayken annesi tarafından Meksika’daki bir uyuşturucu baronunun yanında yaşamaya zorlanmıştır. Fakat Sarai, normal bir hayatın ne demek olduğunu unutmasına rağmen, zorla alıkonulduğu evden kaçma umudunu da hiç yitirmemiştir.
         
Soğukkanlı bir katil olan Victor da tıpkı Sarai gibi çocukluğundan beri hep ölüme ve şiddete tanık olmuştur. Victor öldüreceği yeni hedefiyle ilgili bilgi almak için Sarai’ın bulunduğu yere geldiğinde genç kız ,buradan kaçabilmek için elindeki tek fırsatın bu adam olduğunu anlar.  Ne var ki, işler Sarai’ın planladığı gibi gitmez ve tehlikeli bir adamın elinden kaçarken, kendini Tucson’a giden bir kamyonun arkasında değil, bambaşka tehlikelerin içinde bulur.
           
Firar sırasında Victor içgüdülerinin etkisindeki kişiliğinden sıyrılır, vicdanının sesini dinler ve Sarai’a yardım etmeye karar verir. Çift birbirine gittikçe yakınlaşırken, Victor kızı korumak için her şeyini, hatta herkes gibi Sarai’ın ölmesini isteyen erkek kardeşi Niklas’la aralarındaki ilişkiyi bile tehlikeye atar.
             
Victor ve Sarai birbirlerine olan güvenlerini arttırırken, aralarındaki uyuşmazlıklar da zamanla azalmaya başlar. Peki Victor’un kaba kuvvete dayanan yetenekleri ve tecrübesi Sarai’ın hayatta kalmasına yetecek midir?
               
Bu kitap Sarai ve Victor’un hikâyesidir.

Selamlar, muhteşem bir kitaba tur yapıyoruz. Yazarın Hiçliğin Kıyısında ve Sonsuzluğun Kıyısında kitaplarını artık okumaya yoktur. Çok sevdik bayıldık hatta delirdik. Yazarın kalemine harika dedik oku oku doyamadık. Ama gelin görün ki yazarın kalemi aslında bu kitapmış.
"Kapıdan dışarı adımımı atıp, karanlık ve tozlu yola düştüğüm an intiharı da seçmiş olurdum."
 Son zamanlarda okuduğum aklımdan çıkmayan ve devamını deli gibi merak ettiğim bir kitap oldu. Sarai beni benden alan yerimde duramadan okuduğum şöyle bir göz atayım diye elime alıp sabaha kadar bitirdiğim bir kitap. Ben ki çoğu zaman yorumlarımda kitabın konusundan bahsetmem ama Sarai için sayfalarca yazmak istiyorum.
Annesi tarafından 14 yaşındayken uyuşturucu baronu ve kadın tüccarlığı yapan bir adama verilir Sarai. Adam takıntılı bir şekilde kıza aşık. Sarai'ye orada bulunun diğer kızlardan daha fazla özen gösterilmesine rağmen Sarai oradan kaçmayı bir kere kafasına koyar. Eline bir fırsat geçtiğinde ise bunu değerlendirir. Kiralık bir katilin arabasına binmeyi başarıp oradan kurtulduğunda ise işler hiç de umduğu gibi gitmez.
Kitapta gizemli olaylar okuyoruz ama onların içinde de bin türlü gizem var resmen. Katiller, gizli bir birlikte görevli adamlar, uyuşturucu satıcıları, kadın tüccarları Aallah'ım neler neler...
Hepside öyle bir incelikle işlenmiş ki anlatamam.
Her bir sayfayı deli gibi merak ederek çevirme garantisi var bu kitapta. Aksiyon, gerilim, benim tarzım değil diyen ben, öldüm bittim resmen.
"Bir katilin gözlerine benden daha iyi biri olduğu için değil, muhtemelen ondan daha kötü bir insan olduğum için bakamıyordum."
Film tadında bir kitap arıyorsanız Katiller Çetesi Sarai kesinlikle tavsiyem. Tarzım değil gözüyle bakmayın pişman oluyorsunuz. Benim gibi. Sarai'nin hikayesine bayılacaksınız. Birde Victor tabii, ah bu adam ezberleri bozacak benden söylemesi. Yazar öyle karakterler yazmış ki okuyorum ama sanki film izler gibi de canlandırıyorum kafamda. 
Öyle bir yerde bitti ki meraktan ölüyorum şu anda.
Uzun zamandır bu kadar heyecanlanmamı sağlayan bir kitap okumadığımı fark ettim. Sarai inanılmaz güzel geldi. Tüm duyguları hissederek okudum.
Bence kesinlikle okumalısınız.
Gerilerek okuyorsunuz ama bu tamamen heyecandan.
Kapağın güzelliğine diyecek sözüm yok. Orijinal kapak candır, bayıldım.
"İlk cinayet hep en zor ve en unutulmaz olandır. Fakat ilk cinayet aynı zamanda bir insanın normal bir hayat sürdürme şansını da yarı yarıya azaltır."
Mutlu ve bol kitaplı günleriniz olsun.
Beni İnstagram da Okur Yazar Annecik olarak aratıp takip edebilirsiniz.

KGBT: 28.TUR || YORUM: TATLI ATEŞ | JAMIE McGUIRE

5/29/2016, BY Unknown - 1 yorum:

Tatlı Bela ve Ayaklı Bela kitaplarının #1 New York Times Çoksatan Yazarından. Falyn Fairchild her şeyi arkasında bırakabilirdi.
Falyn Fairchild, yıllar önce zorlandığı ve her gün pişman olduğu bir kararın ardından gösterişli hayatını geride bırakmış, doğup büyüdüğü kasabaya gelerek kendine Bucksaw Café'de basit bir hayat kurmuştu. Geride bıraktığı hiç kimseye ve hiçbir şeye özlem duymuyordu, biri hariç…
Falyn'in basit hayatı, Bucksaw Café'de bir masaya oturduğu andan itibaren belanın ta kendisi olduğunu belli eden Taylor Maddox tarafından darmadağın edilmek üzereydi. Çekici, isle kaplıyken bile muhteşem görünen ve verdiği sözleri yerine getirmeyen Taylor, Falyn'in bir yakışıklı itfaiyecide göreceğini düşündüğü tüm özelliklere sahipti. Falyn, onun gibi birinin geride bıraktıklarından olmakla hiç ilgilenmiyordu ve ilgisiz bir dişi, bir Maddox erkeği için en büyük meydan okumaydı.
Ancak Falyn, Taylor'ın nereli olduğunu öğrendiği anda her şey değişecekti. Sonunda Maddox inatçılığı, Falyn'in meşhur terk edişleriyle tanışacak ve Taylor hayatında ilk kez yanan taraf olacaktı.

Selamlar, harika bir kitabının turuyla yine biz geldik. Uzun zamanıdır pek sesimiz çıkmıyordu ama o kadar güzel kitaplar çıktı ki kayıtsız kalamadık işte.
Bildiğiniz gibi Maddox kardeşler diye bir gerçek gelip hayatımızın ta ortasına oturdu.
Tatlı Ateş'den öncesi Thomas'ın hikayesinde beyimiz demişti ki;
 "Eğer bir Maddox erkeği severse, bu sonsuza kadardır."
İşte tam da bu cümle benim için tüm Maddox erkeklerini tanımlayan bir kalıp haline geldi.
Onlar birbirleri için her şeyi yapacak cesarete sahip kardeşler ve ben her birinin kendine has hikayesini çok severek okuyorum. Hala favorim Thomas olsa da Tatlı Ateş'de kendine has bir şekilde güzeldi.
Onlar sahiplenici ama dibine kadar aşık erkekler. İkizleri diğer kitaplarda ara ara görmüş olsakda Taylor'un hikayesini okumak çok güzeldi. Beyimiz yakışıklı bir itfaiyeci olarak çıktı karşımıza. görev için bulunduğu şehirde Falyn ile karşılaşır ve bir Maddox erkeği bir kere tutuldu mu asla vazgeçmezler bilirsiniz.
Falyn geçmişi karmaşık bir kız ve yaşadıkları inanılmaz üzücü. Ama hangi kadın Maddox'lara karşı koyabilir değil mi?
"Sana dokunmanın dolu bir silaha dokunmaktan farksız olduğunu biliyorum."
İkizler hep bana daha haşarı daha yaramaz gelmişlerdi ki nitekim de öylelermiş. Taylor inanılmaz eğlenceli ve dik başlı bir karakter. Ona meydan okunduğunu hissettiği anda olay bitmiştir, ya kazanacak ya kazanacak.
Falyn ve Taylor arasındaki atışmalara bayıldım. İkilinin bir arada olduğu sahneler en sevdiğim kısımlar oldu. Kızımız öyle hemen kendini bırakıp kollarını koşmadığı içinde daha bi sevdim tabii. Ve Maddox kardeşlerin bir araya geldiği sahneler yok mu? en çok da onları sevdim işte. Hatta aşık oldum. Kendiler harika bir beşli olarak kalp krizi sebebi gibi dolanıyorlar ortada.
Kitap eğlenceliydi ama öyle duygusal sahneler vardı ki resmen öldüm. Falyn'ın başına gelenler sizi kahredecek söyleyeyim. Ve ailesi, sinir krizine yol açabilir dikkat edin. Ama Taylor'un her Maddox erkeğinde gördüğümüz gibi sahiplenici tavırları gönlünüzde taht kuracak.
Bir yeri sevmedim hatta nefret ettim diyebilirim. Olan olay can sıkıcıydı ama bu kadar kolay affedilmesini de istemezdim. Gerçi olmasa da olmazdı ama neyse. Bence biraz sürünmeliydi beyimiz.
Yazarı kalemine zaten diyecek söz yok yine döktürmüş. Ah bu Maddox kardeşler bitince biz ne yapacağız diye kara kara düşünmüyor değilim.
"Yapamam. Seninle tanışana dek kimseye böyle ihtiyacım olmamıştı."
Ben beğendim, umarım sizde severek okursunuz.
Bol kitaplı günler.

KGOS:27. TUR || YORUM: SONSUZLUĞUN KIYISINDA | J.A REDMERSKI

4/21/2016, BY Unknown - Hiç yorum yok:
"Duygusal, kalp atışınızı hızlandıracak ve hep daha fazlasını isteyeceğiniz bir serüven."
-Reveal-
Camryn Bennett hayatı boyunca hiç olmadığı kadar mutludur. Ruh eşi Andrew Parrish'le bir otobüste tanışmalarından beş ay sonra nişanlanmışlardır. Üstelik onları bekleyen tek şey evlilik de değildir. Hem endişeli, hem heyecanlı olan Camryn, hayatının geri kalanını Andrew ile geçirmek için sabırsızlanıyordur. Onun kendisini daima seveceğinden emindir, çiftin hayattan pek çok beklentisi vardır fakat kötü bir olay, hayatlarını bir anda tepetaklak eder.
Andrew yaşama tutunmaya çalışır, Camryn'in de aynı çabayı göstereceğini düşünür. Ama Camryn'in yarasını tehlikeli yollardan sarmaya çalıştığını fark edince, onu hayata döndürmek için bir şey yapması gerektiğini anlar. Aşklarının her şeyin üstesinden geleceğini ispatlamaya çalışan Andrew, Camryn'i umut ve tutkuyla dolu yeni bir yolculuğa davet eder. Aşkın en güzel hali yine Redmerski'nin kalemiyle okurla buluşuyor. Sonsuzluğun Kıyısında hayata ve aşka dair çarpıcı bir hikâye...
(Tanıtım Bülteninden)
Selamlar, nasılsınız? Ben çok iyiyim bildiğiniz gibi fuardayım ve inanılmaz güzel vakit geçiriyoruz. Tabii bu arada yeni bir kitaba tur yapmadan da duramadık. Hiçliğinin Kıyısında kitabını sevmeyen yoktur herhalde. Benim çok sevdiklerimi arasında yerini alan bir kitap olmuştu. Devamı geleceğini duyduğum günden beri ha bugün ha yarın derken gözlerim yollarda bekledim kendisini.
Bir tereddüt etmedim değil tabii. Çünkü ilk kitapta her şey o kadar dozunda yazılmış ve harika bir sonla bitmişti ki artık daha ne olabilir demedim değil.
Aslında bir yönden haklı da çıktım diyebilirim. Henüz okumayanlar için ilk kitaptan da fazla bahsetmek istemiyorum. İkinci kitap yine aynı şekilde iki karakterinde ağzından anlatılıyor. Bu seride en sevdiğim kısımlardan biride bu. Hem erkek hem de kadın karakterin bakış açılarını okumak çok eğlenceli.
Yazarın Hiçliğin Kıyısında kurgusuna inanılmaz bayılmıştım. Bunu da sevmedim mi? tabii ki sevdim ama beni ilki kadar tatmin etti diyemem. Bambaşka olaylar bekledim ama ne yazık ki sanki bazı kısımlar biraz zorlama olmuş gibi.
Okurken hep "zaten ilk kitapta yeterince şey atlatmadılar mı? neden daha fazlası" diye sorguladım.  Evet biraz fazla uzamış bir kitap olmuş ama ben yinede sevmedim diyemem işte. Kıyaslama yaparsam tabii ki ilk kitap daha iyi derim ama bunun da hakkını yiyemem. Son zamanlarda kendini bozmadan kalan nadir devam kitaplarından biri.
Çiftimiz yine bir çok acıyla sınandı ne yazık ki. Aralarında ki bağın bu kadar kuvvetli anlatılmasına bayılıyorum. Bu seride gereksiz olaylar, saçma ayrılıklar, anlamsız entrikalar yok. Benim sevmeme sebep tamda bunlar. Gerçek gibi hissettiriyor. Herkesin başına gelebilecek olayları okuyoruz. Öyle çok güçlü dik duran karakterlerde değiller. Kimin başına gelse işte tam da bu tepkiyi verirdi dedirten cinsten. Beni de bunlar etkiliyor işte.
Konuya girmek istemiyorum ama bu seri bence kesinlikle okunmalı. Duygusal bir o kadar da eğlenceli sizi bulunduğunuz yerden alıp kendi içine hapseden türden bir hikaye. Henüz başlamadıysanız geç kaldınız demektir. Bence hemen okuyun.
Mutlu ve bol kitaplı günleriniz olsun.
İzmir de olanlar ben fuardayım yanıma gelin :)